Turizmde dünya markası, şehirleşmede alarm çanları
Antalya, her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin akın ettiği bir dünya kenti. Ancak göz kamaştıran otellerin, villaların ve yazlıkların ardında sessiz bir dönüşüm yaşanıyor. Kentin doğal dokusu, kıyıları ve tarım arazileri plansız büyümenin baskısı altında giderek dönüşüyor.
Uzmanlar, plansız yapılaşmanın Antalya’nın geleceğini tehdit eden bir kriz haline geldiğini belirtiyor.
Kıyılar Otelleşti, Köyler Villa Oldu
Lara, Belek, Kundu ve Kaş gibi bölgelerdeki hızlı yapılaşma; kıyı şeritlerini neredeyse tamamen betonlaştırdı. 30 yıl önce mandalina ve serayla dolu olan araziler, bugün otel blokları ve lüks konut projeleriyle kaplı.
Şehir plancısı Dr. Levent T., "Kıyılar artık sadece tatilcilerin değil, yatırımcıların rant alanı hâline geldi. Plansızlık nedeniyle hem doğal yaşam, hem de sosyo-kültürel doku aşınıyor" diyor.
Altyapı Yetişemiyor, Yeşil Alanlar Gidiyor
Turizme bağlı nüfus artışı ve yazlıkçı göçü, başta Alanya, Kemer ve Manavgat olmak üzere birçok ilçede altyapı ve ulaşım sistemlerini zor durumda bırakıyor.
Yerel yönetimler kanalizasyon, içme suyu ve otopark gibi temel hizmetlerde taleplere cevap veremez hâle gelirken, yeşil alanlar ve tarım arazileri plansız imar izinleriyle yapılaşmaya açılıyor.
İnşaat Patlaması: 10 Yılda Konut Sayısı Yüzde 60 Arttı
TÜİK verilerine göre Antalya’da 2012 yılında 700 bin olan toplam konut sayısı, 2023 itibarıyla 1 milyon 100 bine yaklaştı. Buna rağmen kent merkezinde yaşanabilir konut sıkıntısı, kira krizi ve altyapı sorunları devam ediyor.
Çözüm Ne?
Kıyı Kanunu’nun sıkı uygulanması
Tarım ve orman arazilerinde imar izinlerinin kısıtlanması
Turizm yatırımlarında ekolojik denge gözetilerek yapılaşma
Yerel halkın sürece katılımı ve şeffaf imar süreçleri